“Çocuğa olan ilgimiz, ona bir şeyler öğretme hevesiyle değil, ama onun içinde yanan ve zeka denilen ışığın sürekli yanmasını hedefleyerek olmalıdır.”
Maria Montessori
Çocuklarımızı yetiştirirken attığımız adımlarla onların geleceğini de şekillendiririz. Her konuyu düşünmemiz ve her konuyu detaylıca gözden geçirmemiz gerekebilir. Böyle zamanlarda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bir yöntem, bir adımlar listedir.
Çocuklarımızın bir işi başarmak, bir sınavı geçmek, bir görevi tamamlamak ve en önemlisi iyi birey olmak yolun en çok ihtiyaç duyacağı şey özgüvendir. Özgüveni yüksek bireyler, başarı noktasında kendilerinden emin olurlar ve bundan dolayı doğru kararlar vermekte zorlanmazlar. İşte bu özgüveni de çocukken kazanmaya başlarlar.
Çocuklarımıza ömür boyu başarı getirecek ve onları iyi birer birey yapacak bu özgüveni, ilk adımda onlar için bizler sağlarız. Bunu doğru bir şekilde yapabilirsek amaçladığımız geleceğe ulaşabiliriz. Bu yolda izleyebileceğimiz beş adımı şu şekilde derledik:
1.Onlara Seçenekler Sunmak ve Sorumluklar Vermek
Çocuklarımız için her şeyi düşünmek bizim görevimiz. Fakat onların kendi kendilerine yeten başarılı bireyler olduğunu görmek istiyorsak ipin bir ucunu da onlara vermeliyiz. Gündelik hayatta bazı şeylerin kendi kararları ve sorumluklarında olduğunu görmek onları mutlu edecek ve kontrol etme başarılarını geliştirecektir. O gün giyeceği kıyafeti seçmesini istemek, çıkardığı kıyafetlerini katlayıp yerleştirmek, yataklarını toplamak ya da hangi yemeği yemek istediklerine karar vermelerini beklemek gibi ufak seçimler ve sorumluluklar onlar için başarı yolunda büyük adımlar olacaktır.
2.Samimi İltifatlar Etmek
Özgüven denildiğinde herkesin aklına ilk gelen şey iltifat etmek olur. Çocuklarımıza da iltifat etmemizin gerektiği su götürmez bir gerçek. Onların attığı her adımı, yaptığı her işi tebrik etmemiz mümkün değil. Bunun yerine bazı spesifik noktaları belirterek iltifat etmek onlara daha samimi gelecektir ve bizim görüşlerimizi daha fazla dikkate almaya başlayacaklardır. Örneğin resim çizme yeteneğini geliştirmeye çocuğunuza her defasında “Çok güzel çizmişsin.” demek yerine “Bu resimde çizgileri çok iyi boyamışsın.” ya da “Bu çiçeği gerçekten çok güzel çizmişsin” gibi belli örnekler vererek iltifat etmeniz onlar için daha etkili olacaktır.
3.Başarısızlıkları Fırsata Çevirmek
Çocuklarınızın başarısız olmasına izin vermeliyiz. Her yenilgi ardından büyük zaferler getirebilir. Onlara, başarısızlığın nefret edilecek ya da korkulacak bir şey olmadığını anlatmalıyız. Bir işi yapmaya çalışırken başarısız oldukları takdirde onları tekrar denemeleri için cesaretlendirmek bizim görevimiz. Onları sevmemizle onların başarıları arasında bir bağ olmadığını öğrendiklerinde ve başarısız oldukları halde onları sevdiğimizi gördüklerinde daha çok cesaretli olacaklardır.
4.Ağır Eleştiriden ve Alaycılıktan Kaçınmak
Nasıl ki iltifat etmek çocuklar için gerekli bir durumsa eleştiri de bu şekildedir. Fakat eleştirinin dozu, nerede ve nasıl yapıldığı çocukların gözünde en önemli noktalardır. Onları başkalarının yanında eleştirmek onların hevesini kıracak, onları utandıracak ve özgüvenlerini sarsacak bir harekettir. Aynı şekilde bu eleştiriyi kızgın bir tonla söylemek zararlı olacaktır. Bunun yerine yumuşak ve sakin bir şekilde nerede hatalar yaptığını söyleyerek onlara bu hataları nasıl düzeltebilecekleri konusunda öneriler verebilir ve yardımcı olabiliriz. Aynı şekilde alaycı yaklaşımlarda bulunmadan, onların yaptıklarını küçümsemeden konuşmamız daha faydalı bir yöntemdir.
5.Başarılar İçin Fırsatlar Sunmak
Çocuklarımıza küçük yaşlarda bile büyük işler başarabileceklerini, kendi başlarını yaptıkları şeyleri de doğru bir şekilde yapabileceklerini öğretmeliyiz. Onları önemsediğimizi ve onların başarılı olacağına inandığımızı görmek, onlar için en büyük motivasyon ve özgüven kaynağı olacaktır. Zayıf yönler yerine olumlulara odaklanmak, neleri keyif alarak yaptığını gözlemlemek, başarılı olduğu yönlerini ortaya çıkarmak ve bu yetenekleri geliştirmelerine yardımcı olmak, onlar için yapabileceğimiz en büyük şey.